Chloe'nin parfümleri ne kadar etkileyici ise,
markanın doğuş hikayesi de bir o kadar çarpıcı. Eğer dünyaca ünlü bir modacı,
sinemacı, ressam ya da oyuncu olmak için; bu sektörlerin kalbinde doğup
büyümek, tamamen o tedrisattan geçmiş olmak gerektiğine inanıyorsanız; Gaby
Aghion sizi fena halde yanıltacak. Mısır’da dünyaya gelen ve dünyayı klasik
modacıların izinden değil kendi gözüden yorumlayan bu cesur kadın, çalışmaları
sonucunda bize 60 yıllık bir marka hediye etti. Bu başarının arkasında elbette
çok çalışmak, özgüven, şans, ve doğru insanlar var. Ancak daha da önemlisi onun
dünyayı ve özellikle kadınları herkesten farklı algılayabilen ve bunu kitleleri
peşinden sürükleyecek tasarımlara dökebilen dehası var. Gaby Aghion doğup
büyüdüğü topraklar olan Mısır için “hayatımın rengi” diyor. Daha doğrusu
Mısır’ı renklerle tanımlamayı tercih ediyor. Ancak moda çalışmalarını başlatmak
için kalkıp Paris’e geliyor. Paris bugün olduğu gibi o zaman da modanın kalbi.
Ancak bugünkü gibi çeşitli ve özgürlükçü bir moda düşünmeyin. Hemen her şey
geleneksel kalıplara bağlı. Moda dünyasının üstatları gençleri tamamen kendi
stillerinde yetiştiriyor. Pek çok tabu var. Öyle kafanıza göre bir şeyler
tasarlayamazsınız. Tasarlayabilirseniz de bunu ancak kafa tutarak
yapabilirsiniz.